IMG_4155

Sol Aparicio – “Note Sur la Verneinung” (Verneinung Üzerine Not) makalesinden bir bölüm

Bu yazı psikanalist Sol Aparicio’nun1 “Note Sur la Verneinung”2 makalesinin bir bölümünün çevirisidir.

Einfall, yani ilgisi yokmuş gibi görünen düşünce (l’idée incidente), özneye, görünüşte mantıksal bir düşünce zincirinden kopuk biçimde gelen ve tam da bu kopukluk vasıtasıyla bilinçdışı zincire göndermede bulunan düşüncedir. Bu tür düşünceler çoğunlukla “Aklıma alakasız bir şey geldi” gibi ifadelerle kendini gösterir. Bu üslup kalıbı, Freud’un özellikle vurguladığı noktayı gerekçelendirmeye yeterlidir. “Olumsuzlamayı/yadsımayı dikkate almama özgürlüğünü kendimize tanırız” ve yalnızca bu olumsuzlamanın/yadsımanın3 eşlik ettiği düşünceyi esas alırız. Analist, analizanın sözlerinde bu düşüncenin ortaya çıkışını kayda geçirir. Bunu, analizanın kişisel bir beyanı olmaktan ziyade, düşüncenin bizzat kendisinin bir itirafı olarak işitir. Zira gerçekten de yadsıma/olumsuzlama içerisinde “kendisini geçersiz kılan gösterenin itirafı”4 bulunmaktadır.

Freud bu durumu şu şekilde ifade eder: “Bastırılmış bir temsil ya da düşünce içeriği, ancak inkâr edilmesi koşuluyla bilince ulaşabilir.” Bu bağlamda yadsıma/olumsuzlama, bastırılmış olanın bilgisine ulaşmanın bir yoludur. Bastırma tarafından dışlanmış olan içerik, bu şekilde söylemde yeniden belirebilir. Yadsımaya paha biçilmez değerini kazandıran da budur: Olumsuzlama/yadsıma sayesinde düşünce, bastırmanın sınırlandırıcı etkisinden özgürleşir.

Dolayısıyla olumsuzlama/yadsıma bastırmanın kısmi bir kaldırılışıdır. Ancak bu kaldırılış, bastırılmış içeriğin bilinç düzeyinde kabul edildiği anlamına gelmez. Freud’un örneğinde olduğu gibi “Bu benim annem değil”5 ifadesinde, yadsımanın-olumsuzlamanın eşlik ettiği bastırılmış içerik dilde mevcuttur fakat bu, söz konusu içeriğin özne tarafından kabul edildiğini göstermez.

Bastırılmış olanın, bastırmanın kaldırılmasını içermeyen bu kabulü, aslında gerçek bir tasdik (affirmation) değildir. Bu, yalnızca entelektüel bir tasdiktir. Yani, öznenin tam anlamıyla sahiplenmediği, düşünce düzeyinde kalan bir kabul biçimidir. Bu durum, esasında bir olumsuzlamanın olumsuzlanmasıdır (négation de la négation): “Annem olmadığı doğru değil.”. Burada, bu ifadenin, öznenin arzusunu doğrudan sahiplenmesini ifade eden açık bir beyan olan “Evet, bu benim annem!” söyleminden ne kadar uzakta konumlandığı rahatlıkla görülür.

  1. L’École de Psychanalyse des Forums du Champ Lacanien (Lacancı Alan Forumları Psikanaliz Okulu) üyesi okul analistidir (AME). (ç.n.) ↩︎
  2. APARICIO, Sol, “Note sur la Verneinung”, Champ lacanien, 2006/2 N° 4, s.151-159. ↩︎
  3. Alm: Die Verneinung, Fr: La Dénégation. “Die Verneinung” kavramının “La dénégation” çevirisini Jean Hyppolite’e borçluyuz, bkz. Jacques Lacan, Freud’un Teknik Yazıları – Seminer 1 ve Écrits. Freud’un eseri Fransızca’ya ilk olarak “La Négation” olarak çevrilmiştir. (ç.n.) ↩︎
  4. LACAN, Jacques, « D’une question préliminaire à tout traitement possible de la psychose », Écrits, Paris, éd. du Seuil, 1966, syf. 558. ↩︎
  5. FREUD, Sigmund, La Négation (Die Verneinung), 1925 : “Ya da şöyle denir: ‘Rüyadaki bu kişinin kim olabileceğini soruyorsunuz. Annem mi? Hayır, o değil.’ Biz ise düzeltiriz: Demek ki annesi.” (ç.n.) ↩︎